Cadı Bostanı Mı? Caddebostan mı ?


MYO olduğundan okul bahçemizde böyle koyunlar otlardı şaka değil 


Üniversite yıllarım sene 2006!Bir yere yerleşme korkusu,işsizlik aile baskısı gırla! Bir sene önce ders çalışmayı sallamadan Karaelmas Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Edebiyat bölümünü kazanmışım ancak ailemin uzak olur kaygısı ile girmemiştim.Tabi ilk girişte, çalışmadan iyi bir yer kazanınca insanda gereksiz bir ''ego'' oluyor.Neyse dershaneye yazılıyorum ama elbette üniversite giriş sistemi değişiyor ve her şey tepetaklak oluyor ! 2 senelik bir önlisans programına ''sene kaybı'' olmasın diye apar topar yazılıyorum. Eşşeklik etmişim tavsiye etmem !


Ya hayatta bazı şeyler hani bir defa olur ya ondan aldığınız tadı damağınızdan gitmez ne bileyim evlilik gibi bişey hani boşandıktan sonra tekrar evlenemez de insan aklında hep ilk kötü tecrübesi kalır o ön yargıyla yaklaşır ya herşeye bende öyle bir kanı uyandırdı.

Ama küçük yerlerde okumanın öğrettiği şeylerden biri de İstanbul'un kıymetini bilmek oldu. Hafta sonları gezmek için Eskişehir'e giderdik öyle öyle yani !


İşte o zaman İstanbul'un değerini anladım <3.Size de oluyor mu bilmiyorum ama her seferinde diyorum ki ''İstanbulsuz asla!'' Tek sevmediğim şey ''kalabalık ve trafik'' Ama bir o kadar da değişik yani bu kocaman ve kalabalık şehir neden bu kadar yalnız insanlarla dolu çok merak ediyorum.
Geceleri yanan lambada ki ışığa gelen ateş böcekleri gibi sevgiyi arıyoruz ve peşinden koşuyoruz ama tıklım tıklım yalnızlıklar doluyuz ne ironi ama ! Herkes birinin celladı olmuş ama aynı zamanda bir kurban...



Bir de şöyle bir cilvesi var tabi İstanbul'un 2 kıta tek şehir ! Ve inanın yakalar arası yolculuk yaptığınızda anlıyorsunuz ki Asya Yakası yaşamak için Avrupa Yakası da çalışmak için. Marmaray ya da diğer raylı sistemler yokken ulaşım vapura bağlıyken biraz zor ama şimdi Avrupa Yakasından Marmaray ile 30 dk. olmadan Asya Yakası'na geçtiğimizden durum çok daha kolay ! Daha çok şey keşfetme ve öğrenme imkanı oluyor insanın. Tabii dipnot olarak söylemek gerekir ki İstanbul'u İstanbul yapan şeylerden biri de martı-vapur seyahati-çay üçlemesidir.

Martılar ve Vapur




Haftasonu Caddebostan'daydım biraz bahsetmek istiyorum.


Caddebostan bisikletleri,sahil kordonu,yürüyüş yolu,meşhur kahvecileri,geniş balkonlu evleri ve plajı ile beraber sayfiye bir portre çiziyor. Deniz yolu ile Kadıköy'e ulaştıktan sonra oradan 16D ya da 4A araçlarına binerek ulaşabiliyorsunuz Caddebostan durağında indikten sonra macera artık sizindir ! (4A aracı çok nadir geçtiğinden çift katlı olan ve tek bilet ile çalışan 16D'ye binmenizi öneririm bu arada.)

Ya hu burası neresi kısa bir genel kültür yapalım derseniz internette bulduğum en güzel tanım şu ;

''Osmanlı İmparatorluğu zamanında Bostancı'dan Göztepe'ye kadar uzanan geniş bostanların yer aldığı semtlerden birisi, geçmişte İstanbul dışına sürülen suçlular ve askeri idareciler buraya yerleştirilirmiş, bundan dolayı eski ismi cadıbostanıymış.. ilerleyen yıllarda İstanbul yakınında böyle bir bölgenin bulundurulması Osmanlı Yöneticileri tarafından sakıncalı bulunduğundan, suçlulardan temizlenmiş ve adı Caddebostan olarak değiştirilmiş. Cadıbostanı demekse yasaklanmış.''


Yol üstünde dikkatimi çeken ise her zaman ''Büyük Kulüp'' oluyor.1882 senesinde  ingiliz elçisi sir alfred sandison önderliğinde, yönetici, diplomat ve iş adamlarının "sosyal amaçlarla" kurdukları (cercle de pera) isimli kulüp, 1884 yılında (cercle d'orient) ismini almış. O kadar haşmetli duruyor ki off içini çok merak ediyorum ama ''üyelik'' usulü ziyaretçi kabul ettiği için şimdilik oraya giriş yapabilmem ''imkansız'' gibi gözüküyor.Ben yine yeşilçam filmlerinde ki snob zengin ailelerinin takı merasimlerinin bilimum toplantılarının yapıldığı yer olarak hatırlayayım iyisi mi!?


Büyük Kulüp dışardan görünüş

Caddebostan durağında indiğinizde hemen arkanızda herbirşeylerin bulunduğu kooosskoca bir Migros bulunuyor.Lokasyonun cilvesi gereği de herşeyin ''eniyilerinden'' olan bir ürün skalası var ama şunu belirtmeliyim ki fırın bölümünde cılız sesli zayıf bi kadın var ve kadın baştan sona ''agresif satış'' kokuyo hadi sıkıyosa bi fırının önünden geçin bakalım ! Başlıyor saydırmaya şuyumuz güzel buyumuzun gideri var falan neyse hadi kanıp alıyorsun diyelim almayacağın varsa da (!) bu sefer başka bişeyler satmaya çalışıyor sanırsın pazar yeri. Lokasyona göre çok atarlı giderli agresif bir personel olduğunu düşündüğümden görünce kendisini yolumu değiştiriyorum.

Koskocaman Migros


Tecrübeyle şunu sabitledim ki canım ne isterse önce gider Migros'tan bir güzel alırım. Burada size kesinlikle eğer yazın gidildiyse taze sıkılmış meyve suları ve taze meyve almanızı öneririm 2 tane alsanız dahi o tadı tadın yani meyvelerini o kadar beğeniyorum.(Muz olarak daha aromalı ve diğerlerine göre daha kocaman olan ''ekvator'' menşeili muz satıyorlar ki harika !)He bir de keşke sıkma portakal suyu mantığı ile doğranmış meyve satsalar son gidişimde canım çok kavun çekti ama kim uğraşacak ?Kilosu 1,25 ise dilimini 1 liradan doğra sat işte fena mı olur ?

Bu hafta aldığım ganimetler sandviçleri gayet doyurucu meyveleri aromalı ve kokulu


Açık kuruyemişini almanızı önermem bir defasında o cahilliği yaptım nemli nemli bayat bayat yemek zorunda kaldım iğrençti ! Ammaa bir sandviççisi var <3 Bir kere sandviç yapan amca çok şenlikli bayılıyorum insana yaşam enerjisi veriyor sandviç yaparken pıtı pıtı konuşup önerilerde bulunuyor.Ben aslında jambon,kaşar artık ne varsa kendim alıp sandviç yapma taraftarıyımdır (hijyen vs)ancak parça parça alınca tek başına hem çok pahalı oluyor hem de çok meşakatli itiraf etmek gerekirse ama burada hem bol çeşit olması  hem de temiz olması beni çekti.En az yanlış hatırlamıyorsam 7 çeşit et var bunların içerisinde Ton balığından tutun da jambona turşu,dereotu,mısır ile lezzetlendirilmiş tavuğa kadar güzel bir ürün skalası var.Ayrıca bir incir tatlısı yapıyorlar ki enfess şekerle pişirilmiş belli mısır şurubu değil yanii:) Almadım ama şenlikli sandviççi amca ikram etti sağolsun :)

Sandviç garnitür resim -1


Bunun haricinde zeytinler sandviç tabanı olarak mayonezli soslar ve elbette yeşillikler mevcut ne kadar koydurursanız ne doldurtursanız fiyat 8.90.Ekmeği büyük malzemesi bol ve çeşitli.Ürün-fiyat dengesi muhteşem ! Aynı sandviç Subway'de daha pahalı olabilir bile (Migros'un çaprazında subway var) Daha önce ki yazılarımda da belirttiğim gibi pahalı olan şey güzel olacak diye bir kaide yok dolayısıyla yeni keşfettiğim bir yer ise ve bir lezzet peşine gitmediysem oraya,kesinlikle sandviçle öğün geçiştiririm bu bakımdan migros benim için bir hayat öpücüğü oluyor ardından aldıklarınızı caddebostan sahilinde ister çimlere uzanarak ister yürüyüş yolu üzerine yapılan deniz kenarına oturma yerlerine oturarak yiyebilirsiniz.

Sandviç garnitür resmi-2

Efsane incir tatlısı



Ardından isterseniz İspark'a ait bisikletlerden kiralayıp bisiklet sürebilirsiniz.Ben bisiklet sürmeyi bilmediğimden daha çok yemekten sonra denizin sığ kısımlarına inip yosunlar ve suyla oynuyorum hatta şansınız yaver giderse suda yüzen balıklara bile dokunma şansınız olabilir (yamulmuyorsam bunlar kefal) evet denizi o kadar temiz.
Su çok temiz balıklar çok tatlış değil mi ?


Deniz burada çok hareketli yelken yüzdürenleri izleyebilir deniz üzerinde yüzen martılara ekmek atabilirsiniz ayrıca adaları da hiç bu kadar yakından görmemiştim insan bir tuhaf oluyor.


Şarkılarda sahillerinde beklenen adaların görünüşü 



30 dk yürüme mesafesi sonrasında da plaj var tabi ama hiç gitmedim isteyen bir plaj da yapabilir yani.

Yelkenliler


Ben yukarıda ki seromoniyi tamamladıktan sonra kahve içmeyi seviyorum arkadaşlarla ama Cafe Nero'nun burada ki şubesinin mimarisi çok değişik giriş kapısını bulmam yaklaşık 10 dakikayı buldu (hayır salak olduğumu düşünmüyorum ya da öyle bir geri bildirim almadım)her yer camdan yapılma (kapı dahil) ve  o kadar tıklım tıklım dolu ki oturacak yer bulamazsınız ve mobilyaları çok da rahat değil.

Berrak sularında oynadığım deniz kenarı 


 Ancak Migros'tan çıktıktan sonra barlar sokağına doğru yürümeye başlarsanız 5 dk sonra sol tarafta Starbucks'ı görebilirsiniz! İçeride ki uzun deri zımba detaylı koltuğunda ki rahatlık <3 Bir vakit sonra sohbetten ve kahvenin rehavetiyle kimi zaman uyku moduna girdiğim dahil oluyor burada o derece de rahat yani <3
Yaz aylarının resmi kalori bombası


Ama her gittiğimiz de de bir yer kavgası oluyor genelde böyle kahvecilerde uzun büyük koltuklar demirbaş olarak ''sevgililerin'' yeri olarak belleniyor sanırım pff...
Sahilde kendi halinde yüzen martının sakinliği <3


Bunlara alternatif olarak sahilde beltura ait güzel bir kafe mevcut bir moda sahili kadar olmasa da yine şenlikli ve yeşillikli geniişçe bir parkı mevcut ,ben köpek kakası fobim dahilinde uzanmaya tırsıyorum valla rejisör sandalyesini de ordan buraya taşıyamam değmez.
Caddebostan Plajı uzaktan


Yine çok işlek olduğundan sahil kenarında İBB'ye ait WC var kahvecilerdekinin temizliğini beğenmediğimden kimi zaman orayı da kullanıyorum ve sahil şeridi tek yön olup dar olduğundan büyük sayılabilecek bir otoparkı var.

Hem yürüyüş için hem bisiklet-paten için ayrı yollar var sahil boyu gaayet uzun

Barlar sokağının sonunda artık Kadıköy yönüne giden sarı şapkalı dolmuşlar ve otobüsler var Kadıköy yerlisi kankimin ısrarları sonucu hiç otobüse binemedim dönüş yolunda çok dolu oluyormuş bir de full yaşlı kaynıyo böyyle otursan dahi dikdik başında beklediklerinden olmuyor yani...

İBB'ye ait WC'ler sıksık temizleniyor hijyenik ve donanımlı buluyorum <3


Dolmuşlar hemen 15 dk 'da Kadıköy'de oluyorlar tabii trafik yoksa kii malesef trafik oluyor hele ki haftasonları çok can sıkıcı.

İSPARK'a ait orta büyüklükte bir otopark bence 100 araç alıyorolabilir


Doğal güzelliği,ulaşılabilirliği,eğlence imkanları,aktiviteleri ve daha fazlası için kesinlikle bir haftasonunuzu değerlendirmenizi tavsiye ederim ancak tek başına tadı çıkmaz buranın üç beş arkadaş toplanıp gitmenizi şiddetle tavsiye ederim (bilemedin hadi 2 kişi olun )
İstanbul'un kedileri <3


Okuduğunuz için teşekkürler :)

<3<3<3
































Yorumlar