İmparator Kokoreç Vs. Kral Kokoreç via Sirkeci Hatıraları !


Eskilerden bir Sirkeci Portresi


Sanırım 70'lerin sonunda çocuk olarak doğsaydım ''Küçük Emrah''olurdum.Herkesin bir hayat telaşesi doldurmak zorunda olduğu çilesi var.Çocukluğuma dair hatırladığım şeylerden biri de hep bir telaş hep bir koşturmaca hep bi yerlere yetişmece. Çalışan bir annenin çocuğu olduğum için sanırım çocukluğum hep yollarda geçti büyüdükçe buna bir de sırt çantası arkadaşlık eder oldu.
Annemin işyeri  ben küçükken sanırım 12 yaşımda falandım işte,Sirkeci'deydi.Yaz tatillerinde kimi zaman bakacak kimseyi bulamayınca beni ız mız yanına götürürdü.E çocuk aklı tabi sıkılırdım ofis ortamı falan.O zamanlar ofis ortamı; bilgisayarlar yeni böyle 1997'lerden bahsediyorum tek eğlence ''Paint''Allah'ımm ben nasıl delirirdim Paint oynamak için.

Currently Mood 

Annemin işyerinde bir adam vardı çok agresif bir insandı beni ne zaman Paint oynarken görse basardı kalayı ben ağğla ağğla ağğlaa içim dışıma çıkardı üzüntüden o gelmeden sessizce paint oynardım anneme de derdim ki ''deli adam gelince bana söyle'' adamın adı ''deli adam''dı yılar sonra onu gördüğümde hala aynı tiksintiyle ''aa deli adam yaşlanmış'' demiştim.

Paint'te ki resmi tatil resmim


Bir çocuğum gönül teline dokunabilmek onun anılarında taze ve güzel kalmak benim için paha biçilemez .Belki en savunmasız ve en iyimser olduğumuz hayat dönemimiz olmasından gerek bu dönemde ki duygularımı hatırladıkça daha net hissediyorum.Şimdi de çocuk görsem dayanamam gider lak lak ederim bu ''büyüklerin hayatı'' bana o kadar sıkıcı ve rutin geliyor ki her bir çocukla konuşmak hem beni 1000 sudoku çözmüşcesine bir beyin aydınlanmasına itiyor hem de ruhumun''yaşıtlarıyla'' sohbet edebilmek beni daha çok mutlu ediyor.

Son olarak hayır! Çalışan anne olmak istemem:/ Finlandiya'da devlet çalışan annelere yanılmıyorsam doğum izin süresini 3 yaşına kadar veriyor keşke bizde de öyle olsa...

Tarihi PTT binası 

Kız kardeşim seyahat kartını kaybettiğinden İETT'nin Karaköy'de ki merkezine gidip yeniden kart bastırdık sonra da Sirkeci'nin meşhur kokoreççileri aklımıza geldi.Kokoreçi ve midyeyi hayatımda ilk o zamanlar Mecidiyeköy'de bulunan şimdiyse kapanan Şampiyon Kokoreç'te yemiştim.Adam alalacele elime yarım ekmek arası boool domatesli kokoreci tutturdu mu? Bi de meraktan midye tava almıştım yanına da tartar sos verdi mi? Biz tabi kız kardeşimle bilmiyoruz ya tartar sosu kokoreçe eklemeye çalıştık tadı berbat olmuştu tabi attık.
Hemen yanında ki PTT Müzesi

Sonra bir yer keşfettik ve oradan başka yiyemiyoruz resmen onu da yazıcam.Amma şimdi dönelim Sirkeci'de ki kokoreççilere. Lokasyonda en meşhur 2 yer var İmparator Kokoreç ve Kral Kokoreç.Kral kokoreç büyük postanenin orada İmparator Kokoreç ise Sirkeci'de Altın Han'ı falan geçince bir göbek var camii'nin olduğu yer işte orada.

Bölge buram buram tarih koktuğundan tarihi yapılara rastlamak çok kolay ve estetik <3


Yanlız şu var İmparator Kokoreç'in yeri sanki daha güzel biz önce her ikisini de gittik bi yokladık internette Kral Kokoreç daha çok övülmüştü işte kokoreci tanıtan adam falan diye neyse bi baktık orada in cin top oynuyor ama zaten İmparator Kokoreç'in önünden geçip gitmek zorunda olduğumuzdan orayı daha dolu görmüştük ya hah geri döndük oraya gittik Kral Kokoreç'ten farklı olarak midye tava+midye dolma satıyorlar.

Bölge ticaret yuvası aynı anda birden fazla ürünü uygun fiyata bol çeşit ile alabilirsiniz.Meşhur Hanlardan ''Altın Han''


Valla günahlarını boyunlarına sanırım aynı yerden midye dolma alıyorlar çünkü tatları birebir aynı.Ben midye dolmayı biraz baharatı baskın ve karabiberli seviyorum ve ortalama bir pilav gibi olması benim için makul olanı ancak bunların hem baharatı yetersiz hem de pilavları lapa.Fiyatları 1 lira ve genelde büyük midyeler var ancak orta boy midyeleri daha lezzetli buluyorum ben.
Kocaman midye dolmalar-İmparator Kokoreç

İmparator Kokoreç

Biz yarım ekmek söyledik kokoreci.Masaya oturduğumuzda her masada olduğu gibi biz de de bulunan 8 adet tabakta midye dolma vardı dolayısıyla yediğiniz kadar ödeyebiliyorsunuz biz hepsini yedik tabi.Ben İzmir Usulü söyledim farkı ekstradan kimyon olması.Kız kardeşim de domatessiz söyledi yani sebzesiz. Maalesef önünden geçerken aklımızı çelen o meşe odunu kokusundan eser yoktu kokoreci çok kuru buldum ve tatsızdı.Yağı böyle sulu sulu değildi kuruydu yani hayal kırıklığına uğradım maalesef. Meşe odunu tadını hala neden alamadığımı anlamış değilim müşteri çekmek için yağda kızarmış kokoreç ve meşe kokusu mu sıkılıyor?Ürünler taze değil diyecem malum kokoreç gece yenir genelde ama hayır dükkan tıklım tıklımdı,şaşırtıcı.

İmparator Kokoreç/İzmir Usulü

Gelelim midye tavaya Allah'tan 2 çubuk söyledik bi bana bi kız kardeşime midye tavanın etrafı çıtır hatta kıtır bile sayılabilirdi buna bayıldım ancak pişirdikleri yağ temiz olmayacak ki yanık yağ tadı vardı biraz .Yanına verdikleri sosunu yavan buldum ben biraz daha sarımsaklı istiyorum ki o yağlılık hissini hafifletsin beğenemedim çok yani destanımsı bir durum yok en azından net.

Midye Tava/İmparator Kokoreç


Kral Kokoreç

Şimdi Sirkeci'lere kadar gelmişken buradan da yemeden gitmeyelim dedik çünkü internette en çok övülen bu işin vitrini olduğu söylenen Kral Kokoreç'ti.Diğerine göre daha köşe de olduğundan ve yol üstünde de İmparator Kokoreç olduğundan haksız bir rekabetin kurbanı olduğunu düşünüp şansımı deneyeyim dedim.Gittik.
Midye Dolma ve Kokoreç /Kral Kokoreç

Kral Kokoreç'te direk midye dolma yok ancak çaprazında küçük bi tezgahta satış vardı isteyince getiriyorlar ancak parayı midyeciye veriyorsunuz.Oturma yeri havadar ferahtı olmayan bişey mesela döner isterseniz çevre büfelerden geliyor ama hesap ayrı.Esnaflık anlayışına bayıldım herkesin kısmeti,rızkı kendine mantığı var belli ki eski bir esnaf arada bir ''kazan-kazan'' bağı olmuş.Kokoreççi amca çok güler yüzlü ve iyi niyetliydi.

Dönüş yolunda gördüğüm ve gayet kalabalık olan dönerci sonra ki hedefim

Oturduk hemen sordular siparişi ancak sormamalarına rağmen ya da tercih etmemize rağmen sebzeli geldi kokoreç önce farketmedim ''aa bu güzelmiş diğerine göre daha sulu güzel'' dedim ancak yedikçe gördüm ki domatesin alametiymiş. Bu kokoreçte de aynı şekilde meşe odunu kokusu yoktu ve alabildiğince kuruydu ama en azından davetkar bir kokusu yoktu diğerinde olduğu gibi.Sonuç? Hayal kırıklığı?


Hafız Mustafa 


Şimdi yemek ya da damak tadı çok kişisel bir tecrübe kabul ediyorum ama yazan nasıl yazıyor arkadaş az vijdan ya hu ben beğenmediğim bir şeyi yazmamayı tercih ediyorum ama söz konusu kokoreç ve midye olunca artık bize mal olmuş lezzetler olduğu için tutamıyorum kendimi konuşuyorum resmen.Ne mi düşünüyorum? Fabrikasyonlaştıklarını.

Şerbetli Tatlı vitrini/Hacı Mustafa 


Her iki kokoreççi de turistik yerde olmalarının nimetlerini topluyorlar müşterilerin çoğu turistti ve aralarında bir fiyat anlaşması var sanırım midyeler 1 lira yarım kokoreç 10 lira çubuk midye 2.5 lira.

Sütlü tatlılar hem geleneksel hem de yeni tatlara açık iştah açıcı gözüküyor /Hafız Mustafa


Hayal kırıklıklarımızı alıp yola düştük ben et yedikten sonra mutlaka tatlı isteyenlerdenim canım halka tatlısı çekti alenen bir yerden aldık.

Safa Marka Halka tatlım


Sonra Hafız Mustafa'yı gördük başka zaman fetih etmeye yemin ettik resmen her bir şeyleri çok güzeldi ancak çok tok olduğumuzdan tadını alarak yiyemezdik.
Közde mısır sevmeyen kaç kişiyiz


Ardından gözüme''Kastelli Han'' ilişti ''Madam Manukyan'' gibi kendi çapında traji komik bir insan olan meşhur ''Banker Kastelli'' adamın ekonomi eğitimi olmamasına rağmen insanları galeyana getirip tefecilik ya da hortumculuk benzeri bir şeyler yapıyormuş sahar. E dünya malı dünyada kalıyor cismini ismini bilmem ama ''Han''ını gördüm.

Meşhur ''Kastelli Han''


Dünya garip yer ya...


Bir Eminönü Klasiği... Almazsam olmazdı


Okuduğunuz için teşekkürler :)























Yorumlar