Hidiv Kasrı Kahvaltısı ve Kuşlu Fayanslar





Bazen günümüzde ki eserlerin sanatsal estetikten yoksun olduğunu düşünüyorum.Sebebinin ise insanların aceleci olması,beton yığınlar içinde yaşamaya mahkum olması ve sanayileşme ile insan emeğinin yerini  kısa sürede iş yapan makinelerin alması...

Oysa ki gökyüzüne bakmak,yeşillik alanlarda,denizlerde bulunmak ne kadar da güzel ve dingin hissettirir insanı.

Vaktim oldukça mutlaka böyle yerlerde bulunmayı severim.Geçen günlerde yine bir açık büfe kahvaltısı için Beykoz'da bulunan Hidiv Kasrı'na gittim.Hatırlarsanız daha önce de Paşa Köşkü'nde bir kahvaltıya gitmiştim bakmak isterseniz aşağıda linkini bırakıyorum; 


''Hidiv Kasrı'na nasıl giderim?'' derseniz size İETT derim ne dersiniz? Genelde Hidiv Kasrı için mutlaka özel araçla gidin diye tavsiye verirler ancak Üsküdar'dan 15 E hat numaralı otobüse bindiğinizde direk kapısında ki durakta;Hidiv Kasrı durağında inebilirsiniz.

Hidiv Kasrı bana göre  doğanın mucizesi o kadar güzel bir manzarası o kadar güzel bir ağaçlandırması var ki,millet neden bangır bangır burada düğün fotoğrafı çekiyor anladım.Buraya gelip kötü fotoğraf çekebilmek için abartmıyorum kör olmak lazım.

Ben ismi ilk duyunca aklıma ''Hidiv ne olsa gerek ?'' sorusu geldi.Hidiv;Osmanlı zamanında Mısır Valisi'ne verilen ünvanmış. Hidiv Kasrı eşsiz güzelliğinin yanı sıra Türkiye'nin ilk asansörlü ve kaloriferli yapısı ünvanına da sahip.Mimarı bir İtalyan mimar Antonio Lasciac ve iç detayların çoğu İtalyan yapımı olarak getirilmiş.Ben fayanslara aşık oldum diyebilirim.Çocukken tavuk beslediğimiz için anılarım depreşti içim ürperdi ne yalan söyleyeyim.Evet ben o son bahçeli evde büyüyen çocuk;siz tavuğun altından yeni yumurtlanmış sıcak yumurtayı almak ya da horozunuz için elinizde keserle toprağı kazıp bulduğunuz solucanları ona yedirmek ne büyük zevktir bilir misiniz? Apartman çocuklarına selam olsun.

Bol bol resim çektim paylaşmak istiyorum,çünkü resim çektiğim yerde ki odalar her ziyaretçiye açılmıyor ben de bir grup gezisi esnasına gittiğim için açıldı ve grupla gittiğimden bazı resimler çok alalelacele oldu :) Kendi çapımda dekorasyonda önemli gördüğüm ayrıntılara yer verdim.Bir çok parçanın orijinalliği titizlikle korunmuş.


Kahvaltıya gelince de aynı açık büfe konsepti vardı Paşa Limanı'ndakiyle ancak burası kasır olduğundan  sanki bir kaç nüans daha artısı vardı özellikle ilkbaharda çok güzel olur diye düşünüyorum

Hızlı bir iç mekan ve dış mekan 


Manzarası çok güzel







El işçiliği ile olan ahşap duvar kaplamaları

Aynalı ahizeler




Bu kurbağalı çeşme çok hoşuma ve garibime gitti 
Açık Büfe










Yemekler böyle muhteşem bir avlunun etrafında konuşlanmış 
Bu da çeşmenin görünümü
Bunda sonra olanlar bizim gruba özel gösterilen yerlerdi :)

Banyo ve Tuvalet


Bunlar banyo fayansları italya'dan getirilmiş







Küvet yeni duruyor ancak son dönem mimari eserler olduğu için aslında o da eski 








Yatak odaları ve antreler 




















Ben priz ve anahtarlarda ki bu detayları çok sevdim ya çiçek buketi ya üzüm salkımı

Aydınlatmanın bir kısmı orijinal değil dediler ama yine de güzel kombine edilmiş




Orman içerisinde olmasından gerek kozalak şeklinde bir perde topuzu



Perdeler masal gibi yeni günü bunların ardından izlemek harika olmalı !

Bunlarda farklı farklı detaylar ama genel alandan :)


Ben buna prens çeşmesi dedim,kurbağa olarak kalmaya mahkum bir prens:)

Bu da prensin talih lambaları hepsi sönük bakınız aynı ben 

Ortak alanda ki iç mekanlardan tavan detayları 


Bu da kasrın tavan detayı 

Mimar bir arkadaştan öğrendiğim adı tuhafıma giden ''Puding Taşı'' sütunu

Yatak odası manzarası

Yatak odası manzarası -2



Okuduğunuz için teşekkür ederim :)





















Yorumlar