Yabancı Dil Öğrenirken Kaçınılması Gerekenler Ve Yöntemler




Kimi araştırmacılara göre insan ve hayvanı birbirinden ayıran en temel özelliklerin başında dil yani iletişim gelir. Dil iletişim demektir diye düşünmek elbette yanlış bir yargıdır ancak en etkili ve doğru iletişim aynı dili konuşan iki insan arasında gerçekleşir.

Klasik İletişim Şeması 


İnsanoğlu  her ne kadar farklı diller kullanıyor olsa da ortak kullanabileceği bir dil olmasından da taraf olduğu için zaman zaman kimi dilleri de 2. bir dil olarak kullanma ihtiyacı duymuştur.Burada ki en önemli faktörlerden başlıcaları;coğrafi,ekonomik ve politik faktörlerdir.Söz gelimi Finlandiya ,Norveç gibi ülkelerle komşu olan bir ülke için Arapça bilmek para etmezken Türkiye gibi gerek kültürel gerek coğrafi olarak ortak noktaları olan ülke vatandaşı için Arapça bilmek çok kıymetlidir.

İyi de neden herkes İngilizce konuşuyor? Yukarıda ki tez doğruysa İngiltere de dünyanın merkezi mi ? Greenwich'e göre evet ama coğrafi olarak bu imkansız.



Şu an ortak dil olarak İspanyolca değil de İngilizce tanınıyorsa bunun nedeni 1585-1604 İngiltere-İspanya Savaşı'nın galibi İngiltere'nin olmasıdır. O zaman ki Avrupa Coğrafyası'nda ki güç ve teknoloji dengesi göz önünde bulundurulduğundan, İngiltere İspanya'ya karşı biraz daha donanımsız dahi sayılmasına rağmen Birinci Elizabeth'in zamanında yaşanan savaşın İngilizler tarafından kazanılması tarihin akışını değiştirmiştir. Ama üzülmeyin İspanyolca eril ve dişil zamirlere ayrıldığından İngilizce'ye göre daha zordur.

Kraliçe Elizabeth I


Eee herkes İngilizce öğreniyorsa İngilizler ne öğreniyor dediğinizi duyar gibiyim,İspanyolca.

Hatta bir çok Avrupa Ülkesinde ve Amerika'da ikinci resmi dil olarak kullanılıyor.Ne ironik değil mi ?

Ortalama bir Türk genci üniversite döneminden önce ki dil hayatında yaklaşık olarak 1200 küsür saat olarak İngilizce görmesine rağmen konuşan kimsenin olmaması bir başarısızlığın başarısıdır bence.Duvar olsa dile gelir ama biz de go'lar went'ler spoke'ler dile gelemiyor neden ?

Ben hayatımda hiç özel İngilizce dersi almadım ama buna rağmen aksanı çok iyi konuştuğumdan lisede ki hocama özel ders almadığımı kanıtlamam velimin okula kadar gelmesine sebep olmuştu.Doğru söylediğimi velimden de onaylayan hoca daha iyi olmam için beni kursa gitmeye teşvik etti ama gitmedim.


Sanırım şanslıydım ve dil zekam ortalamadan biraz daha yüksekti.Bilirsiniz klasik bir okulda İngilizce dersine beden hocasının girdiği bile olur ama ben merakla sürekli çalıştım.Şimdi yabancı dil öğrenirken gözlemlediğim kadarıyla sık yapılan ve kaybettiren hatalardan bahsedeceğim;

1-Ön yargılarınızdan kurtulun !

Bazı tanıdığım arkadaşlarım var İngilizce kurslarına yazılır kasar ama hiç birşey yapamazdı.Aynı arkadaşım Fransızca öğrenmek istediğinde daha zor olmasına karşın bu dili kolay bir şekilde anlamıştı ve demişti ki; ''Ben İngilizce öğrenemiyorum ama Fransızca'yı öğrenebiliyorum.''Can sıkıcı bir ön yargı.

Öğrendiğiniz dil anadilinizden farklı ve eşit oranda size yabancı olacağından (Aynı dil ailesinden gelenleri saymıyorum) bir dile özel bir yetkinliğiniz olması imkansız çünkü dil dildir.Size uzaklığı ya da yakınlığı bir yabancı kadardır.

2-Yüzsüz olun !

Ben İngilizce'yi ilk öğrendiğim zamanlarda sürekli pratik yapmaya özen gösterirdim ve yabancılarla konuşurdum.Konuşurken kendinizi kasmayın çünkü karşınızda ki bir yabancı olduğunuzu ve öğrenmeye çalıştığınızı elbette anlayacaktır ki yabancılar Türklere göre bu noktada daha komplekssiz olduğundan bir çoğu severek yardımcı olacaktır.

Siz zamanla konuşmaya devam ettiğinizde hangi cümleden sonra hangi kelimeyi söylüyor gibi şeylere dikkat ederseniz zamanla günlük grameri de çözeceksinizdir

3-Asla bir Türk ile konuşmayın !

İngilizce'yi ilk öğrendiğim zamanlarda Türk arkadaşlarımla pratik yapmak istiyordum ancak sürekli bir kompleks bir aşağılanma ile karşılaşıyordum.Vay orada 3. halini kullanmadın fiilin ,vay o öylemi söylenir diye diye beni soğutuyorlardı bende zamanla onlarla konuşmaktan vazgeçtim.Anadil ya da yabancı dil noktasında yeterliliği benimle eşit olan birinin bu kadar acımasızca yorum yapması şevkimi kırdığından bıraktım.

Ayrıca karşınızda ki insan eleştiride bulunurken emin olun o da muhtemelen kitaplara bakıp bir şeyler anlatıyordur ancak dil yaşayan bir varlık olduğundan bazı şeyler kitapta yazılanlardan farklı olsa bile doğru olabilir.Örneğin What's up (Naber anlamında kullanılır) zamanla Wassup diye de söylenir hale gelmiştir ve söylenişi de değişmiştir ama günlük bir kelime olan wassup lafını kullanmanız kısmen yanlış değildir(Resmi yazışmalarda yazılamaz mesela ).Bu sebeple  Türkiye'de yaşayan bir Türk ile konuşmak ya da pratik yapmak size bir şey kazandırmaz.

4-Aksana takılmayın !

İngilizce ya da farklı bir dil olsun eğer amacınız sadece iletişim kurmaksa içinizden geldiği gibi konuşun.Karşınızda ki eğer bir yabancı ise kendi bilgisinin de tam olmaması kaynaklı  sabırla sizi anlamaya çalışacak ya da acaba ben mi yanlış biliyorum gibi kaygılarla bir kaç defa daha söylemenizi isteyecektir.

Ayrıca anadili İngilizce olan biri için aksan son sıralarda yer alan bir kriterdir.Örneğin Uzak Doğu İngilizcesi diye bir kavram var.Sesletim sistemleri birbirinden çok farklı olduğu için Uzak Doğu Ülkesi'nde yaşayan biri İngilizce konuştuğunda anlaşılmayacak kadar kötü bir aksan ile konuşur,ama konuşur çekinmez.




5-Farklı teknikler deneyin !

Hani nasıl ki okuldayken herhangi aynı dersi farklı bir hocadan dinleyince daha kolay anlarsınız aynı bunun gibi düşünün.Mesela ben karşılaştırma  tekniğiyle öğrenebiliyorum.Yani;

Hi/Hello -- Merhaba
Salut/Bonjour --- Merhaba

gibi.

Ancak kimisi de kelime ezberleyerek kimisi de gramer ezberleyerek dil öğrenir ve dil kitapları da bu eksen üzerinde şekillenir her yayın evinin farklı bir tarzı var.Örneğin Fransızca için çok tavsiye edilen Taxi kitabı ile başladım.Ancak Taxi kitabı daha çok çeviri ile yani kelime öğreterek Fransızca öğretiyor bu benim öğrenme tarzıma çok uygun değil.Ama Clé Yayınevi'ne ait kitaplar daha çok karşılaştırmalı yöntemi ile benim öğrenme tarzıma daha yakın geliyor.

6-Kursların elinde sihirli değnek yok kabul edin !

Hipnozla öğretenden tutunda uykuda yabancı dil öğrenmeye kadar bir çok yol vaad ediyorlar.Evet değişik öğrenme teknikleri var ancak bunlar über ilginç ne kadar doğru bilemem ancak haftada 4 saatten 3 gün gittiğiniz bir kursta şakır şakır yabancı dil kullansanız dahi dışarı çıktığınızda ''Dayı otobüs geçti mi yaa?'' diyorsanız kursun üzerine soğuk su için.

Maddi imkanınız var ise yaptığınız testlerde B2-C1 seviyelerine geldiyseniz  yurtdışında 4 hafta ile 6 aylık sürelerde kalarak pratik yapabilir yabancı dilinize gazı verebilirsiniz.Tabii herkesle konuşmaya çalışmak gerekecek bunun için yaşlılar ideal.Tabii para köpeğin olsun diyorsanız vizelerceee kalıp pratik yapmaya devam edin derim.

''Bende para ne gezer?'' cilerdenseniz Erasmus Plus burada devreye giriyor.Çeşitli yetkinlikler ile gönüllü hizmetlileri arıyorlar. Sıklıkla tavan yaş 30 olsa da projeye göre değişedebiliyor.İngilizce hariç gideceğiniz her ülke için günlük o ülkenin anadilini öğreten ücretsiz dil kursu desteği,cep harçlığı,kalacak yer,yiyecek gibi imkanlar sunuyor.

Benim arkadaşım İstanbul üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü bitirmiş ve Romanya'da Türk anaokulunda ki çocuklara Türkçe öğretmenliği yapmış üstüne iş teklifi almıştı ancak ailesel sebeplerden dolayı kabul edememişti.Çok imkansız değil yani,bakarsınız yeni bir başlangıç yeni bir soluk gelir kader bu belli mi olur ?

Ayrıca yeni trendlere bakarsak Çince İngilizce'yi sollayacak gibi gözüküyor yabancı dil öğrenmeye yeni başlayanlara duyurulur !

Deneyip yanılan değil, denemeyip yerinde sayan kaybeder.

Okuduğunuz için teşekkür ederim :)























Yorumlar

  1. Çok faydalı bir yazı olmuş, emeğinize zihninize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir yazı olmuş, kendi deneyimlerinizi, hataları, doğruları, denemeleri yazınızda belirtmeniz dil öğrenenler için faydalı olacaktır. Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder