Modanın Asi Çocukları !



Moda artık kendine yakışanı giyinmek değil de ''trend ve pahalı olanı giyinmek '' algısı çerçevesinde şekilleniyor. Özellikle aynı markaların aynı trend ve pahalı olan parçalarını görmek beni çok yoruyor.

''Marka'' kavramı tam şekillenmemişken terzilerin diktiği giysiler kullanılırken modanın daha bakir ancak daha renkli ve güçlü olduğu yıllar beni daha  cezbediyor işin aslı.

Oysa ki moda söz konusuyken, nasıl ki giyinmek ''temel'' bir unsur bu unsurun en güçlü destekçisi de ''özel'' olmak. Bu bakımdan zamansız giyinmek ve kendi tarzını belirlemek benim temel mottolarımdan.

Avuç dolusu para verip '''trend'' şeyler almaktansa bir yere girdiğiniz de sizi daha ''özel'' kılacak parçalar benim için daha makul.



Ben bu parçaları daha çok ''kemik'' parçalar ile kombin etmeyi daha çok seviyorum. Bence onlar; ''Modanın asi çocukları ! ''


Modanın asi çocukları diyorum çünkü bir çoğu markasız ya da markaların sevilmeyen, itelenmiş parçaları hemen hemen her bir parça 10 liranın altında. Hayat mottom olur ve çok bilinen bir slogandır ''Kötülüğün içinde ki güzellik''.

 İlk olarak bu düşünce ile keşfetmeye başladım bu parçaları ardından fark ettim ki beni rutin moda anlayışının bir kölesi olmaktan ya da bir topluluk içinde ki ''herhangi'' bir sayı olmaktan kurtarıyorlar...

Elbette cesurlar, elbette bağımsızlar. Ben onları onlar beni evcilleştirmeye devam ediyor ! Şimdi parça parça size kısaca onların hikayesini anlatacağım !

Ağırlıklı olarak güneş gözlüklerinden bahsedeceğim hazır yaz da geliyor. Hem klasik parçaları alternatif parçalarla baştan çıkarıcı hale getirmek bence daha kolay. Gözlük seçimi yaparken zaten parayı çerçeveye veriyoruz. Herhangi bir optikte cam çerçeve de yaptırılabileceğinden ben güzel bir parça gördüm mü acımıyorum !


Bu gözlüğü Bershka'dan  5 liraya almıştım sanırım yıl 2011-2012 olabilir. Seri sonundaydı ve kimse yüzüne bile bakmıyordu belki ben almasam çöpü boylayabilirdi abartmıyorum. Alırken de arkadaşım ''Sence biraz cesur değil mi?'' dedi ve ben tabii ki de umursamadım.



Bu gözlük benim eski ve cefakar gözlüğüm diyebilirim. Jeanlerle, elbiselerle, spora giderken herbirşeylerle kombin ettim ve her seferinde ısrarla ''Nereden aldın? '' sorularıyla cebelleştim ama sırrımı sakladım. Artık özel ve tek olduğu kesinleştiğine göre markasını söyleyebilirim. Afilli ancak uyumlu bir parça oldu benim için çok seviyorum çook.


Mor gözlüğüme bir alternatif olarak yeni aldığım bir gözlük bu. Rengi itibariyle biraz cesur, yeşile kaçan hardal rengi ve aynalı. Bunu da yine 9,50 lira gibi bir fiyata Koton'dan seri sonundan almıştım. Gözlüğü gördüğüm anda aşık oldum diyebilirim.





Ancak az kalsın alamıyordum kasiyer önce satışta değil dedi ama ısrarlarımla zor da olsa barkodunu bulup sonunda sattılar, almak için yalvardım yani ! Bu da 2016-2017 sezonun parçası olduğundan yine bana özel parçalar arasına girdi.


Bir benzerini Hande Yener'de gördüm ama bence benim ki daha güzel. Yürüyüşe giderken, gündelik kıyafetlerle kullanıyorum. Elbise ya da etek kombinlerinde kullanınca diğer parçaların önüne geçtiğinden kullanma taraftarı değilim.



Bu parçayı yeni aldım bu da yine tahminen 2015 sezonuna ait ama sanırsın 80'ler - 90'lar işi. Benim gözümde onu efsaneleştiren yan tarafında ki metal ayrıntı oldu başka da bir şey değil. Lacivert-siyah mermer desenli bir gözlük camları bordo gibi.



 Bunu nereden aldığımı hatırlamıyorum ancak fiyatı 6 liraydı. Yeni aldığım için kullanmak henüz kısmet olmadı ama elbiseler ve etekler ya da mom jeanlerle beraber efsane gideceğinden eminim.





Zara'nın casual elbise kombinlerinde kasket kullanmasına aşık olmuşken bu parçayı kaçıramazdım. Tek renk elbiselerde kullanmayı planlıyorum. Koton'dan bu sene aldım ama yine geçen sezonlara ait sanırım tek kalmıştı fiyatı 7,99 lira. Yürüyüşlerde de elbette kullanacağım.


Son parçam H&M'den glitter eyeliner. Bu parça sanırım yazımda ki en pahalı parça 14.99 lira'ya aldım glitter olmasından anlaşılacağı gibi yılbaşı koleksiyonuna ait.



Siyah kıyafetlerle kombin etmeyi seviyorum zaten afilli ve fantastik göz makyajına bayılıyorum ya ekmeğime yağ sürüldü resmen. Gümüş ve beyaz renkleri de vardı ancak gold rengi bence her sezona her kıyafete her zamana daha güzel yakışıyor. Kolay da gitmiyor üstelik bayağı kalıyor.


Alışveriş alışkanlıklarınızı değiştirip ''butik'' parçalar bulmaya girişmenizi şiddetle öneririm çok zevkli oluyor. Hatta ikinci el pazarlarından bile aksesuar alışverişi yaptığım oluyor. Herkes 50 parça ile güzel kombinler yapabilir, önemli olan az ve nadir parçalarla harikalar yaratmak.


Okuduğunuz için teşekkür ederim :)



Yorumlar