Otuz Yaşındayım ! Hala Ayaktayım !
Saat şu an gecenin ikisi, elbette çok stresli bir günün ardından uyuyamıyor ve uzun süredir sırt çevirdiğim sevgili bloguma geri dönüyorum... Nasılsınız ne var ne yok :) Hala bir site kurmama, alan adı almama ve reklam yapmama durumlarıma rağmen blogumun tıklanması üç katı arttı teşekkür ederim... Mutlu muyum, evet. Çok garip bir şey, bir şeyler yazmak, üretmek... Sevgili hayatım bana bu kadar hoyrat davranmasaydı ya bir sanatçı olmak, ya bir bilim kadını olmak ya da seyyah olmak isterdim ya da icat çıkaran... İşte, huysuz bir merak ve yaratıcılık hissimi ne olursa olsun köreltemiyorum ve bu sanki ayağımın tabanında batık kalmış bir kıymık hissi verirmişcesine beni rahatsız ediyor... Anlatamıyorum ve susuyorum, random gülüyorum falan... Çok depresif oldu dimi? Bu sefer aklıma çok bir şey gelmedi biteviye yazmak istedim... Sonbahar geldiğime göre tüm suçu ona atabilirim gönül rahatlığıyla ! Oooohhh !
Uzun süreden beri aklımda olan bir konu hakkında biraz yazmak istedim aslında otuz yaşında olmak. Temmuz'un altısı itibariyle otuz yaşına girmiş bulunmaktayım, ne heycanlı dimi ?
Bu yazıyı uzun tutucam eteğimde ki taşları dökücem vallahi yayınlar mıyım bilmem ? Neyse... Öncelikle gelelim otuz yaşımın doğum günü kutlaması şeysine. Denizli'de bulunan Kleopatra havuzunda otuzuma girmek istedim. Herkesin korkmasının aksine otuz benim için yeni yolculukların başlangıcı oldu. Neden korkuyorlar ya da bu kadar ayıplıyorlar hiç bir fikrim yok, çevreme zaten hep yabani gözüyle bakmıştım bu da tuzu biberi oldu diyelim.
İnsan yaşamının evrelerine baktığımda gördüm ki on'lu yaşlarımızı hayata adapte olarak geçiriyoruz, hayatı tanıyoruz reşit oluyoruz falan, annemizin kınalı kuzusu, kankilerin kankisi ve öğretmenimizin ya azılı öğrencisi ya da pek iyi'li göz ağrısı oluyoruz. Yirmi'lere gelindiğinde öğrenim hayatı genelde ya bitiyor ya da yarılanıyor, ardından beğenmediğimiz ve muhtemelen gelecek on yıl boyunca sürümceme de kaldığımız bir işe giriyoruz, eşe- dosta- aileye maddi yardımda bulunuyoruz, düğünlerde takıyı biz alıyoruz geri dönsün diye... Yirmi beş yaş var bi de bunu özellikle anlatmak istedim. Yirmi beş yaşındaysanız Dünya'yı havaya kaldırmanız için kaldıraça bile gerek olmuyormuş gibi hissediyorsunuz. Aldığınız basit sorumlulukları yerine getirmiş olup büyük bir motivasyonla donanmış oluyorsunuz çünkü, yani işyerinizdeyseniz en iyi fotokopiyi siz çekiyor, okuldaysanız en kral münazarayı siz kazanıyorsunuz hatta daha ciddi bir çılgınlık yapıp kim bilir tek başına tatile çıkıyorsunuzdur ve yılların tabusu olan ayvalıkta ki yazlık çemberini kırıp bireyselleşiyorsunuzdur ! Hatta kim bilir belki yolunda giden bir ilişkiniz var ve önümüzde ki iki sene boyunca iş hayatınızı dolayısıyla maddiyatınızı rayına koyup evlenmek istiyorsunuz falan ? İşte bunca başarı ve motivasyonla yirmi beş yaşında her şeyi yapabileceğinize inanıyorsunuz tıpkı beş yaşında ki cesaretinizle... Bu devrede tabii acemi şansı çok işinize yarıyor onu da söyleyeyim. Ardından yirmilerin ikinci yarısı eğer bu bahsettiklerimi yapmadıysanız muhtemelen biraz rutin geçiyordur belki ailenize falan bakıyorsunuz ve hayat size çok sim'li olmayabilir? Öyle ya da böyle yirmi'leri bence başkaları için yaşıyoruz, tecrübe kazanıyoruz falan ama otuz'lar öyle mi ?
Otuz yaşına geldiğinizde başınıza neler geliyor biraz bundan bahsetmek istiyorum. Öncelikle içinize su serpicek ya da sizi rahatlatacak bir şey söyleyeyim. Otuzlar gıcır gıcır ve sizin. Öyle ya da böyle yediğiniz kazıklardan ders çıkarıp bir de üzerine maddi birikim yaptıysanız ohh sizden iyisi yok. Maddi birikiminiz yoksa da üzülmeyin kapı gibi tecrübeniz var, yaşanmışlıklarınız var arada ki açığı kısa zamanda doldurabilirsiniz :)
Kendimi biraz şanslı hissediyorum Dünya Sağlık Örgütü yeni ''Orta Yaş'' standardı için ''Elli'' diyor belki bu rakam daha da yukarı çekilmiştir kim bilir ? Saniyelerin birbiri ile yarıştığı şipşak bir çağdayız. Bendeeee Otuz olduktan sonra karşılaştığım, gözlemlediğim şeyleri maddelemek istiyorum. Öhöm...
1- İnsanlar öncelikle sizi ayıplayacaklarsa kesinlikle yaşınızdan başlıyorlar otuz yaşında olmuş ama hala yapamamış, hala bilememiş bik bik falan ya kardeşim insan her sene o yaşın acemisi ertesi yıl o yaşın kurnazı olur yani sen beni bi de otuzbir'de gör nasıl otuz yaşımı sıfır hata ile kapatıyorum falan diyesim geliyor dasfasfasfa.
2- Ortamda birini yermek istiyorlarsa falan öncelikle yaşından bahsediyorlar yani aaa otuz yaşında ama ı-ıh falan diye, genç bir arkadaş çevresine sahip olduğumdan ( Yirmilerin başı- ortası vs. ) benim yaşımı hatırlıyorlar ve ortalığı bir sessizlik kaplıyor bakışmaya başlıyoruz falan yani bu konu yüzünden çok geriliyorum anlatamam otuzum abi napym öliyim mi ?
3- Otuz yaşındaysanız artık kimseye çok eyvallahınız yokmuşcasına hissediyorsunuz zurnanın zırt dediği yer yani. Arkadaşlarınızdan kalacaklar, gidecekler gibi sörvayvırlarcasına listeler yapıyorsunuz, kesin üstünü çizdikleriniz oluyor, başkasına şirin gözükmek için ya da kendinizi kabul ettirmek için aptal-saptal abidik gubidik hareketler yapmıyorsunuz özellikle ilişkilerde hööfff yaaa ne kadar daha sahte olabilirim adam zaten gerçek yüzümü görecek diyip fondöten dahi sürmek istemiyorsunuz o kadar diyeyim yani sfkjbfwfwff
4- Özellikle ortamda ki en büyük sizseniz ve yaşınızın üzerinden size oynuyorlarsa sık sık '' Biz büyüklerimize böyle davranmazdık, bizim zamanımızda böyle değildi, '' vs. diye takılıyorsunuz ve onlar imana gelip yav he he sanki lale devrinde doğmuşsun sfsdfsdfsafa diyip kendi ön yargılarıyla çelişiyorlar ve konu bi dilemmaya dönüyor hahahha
5- Hala yanlızsanınz itiraf ediyorum biriyle olma fikri zorlaşıyor. Yani yeni bir arkadaşlığa başlayan arkadaşım var o bile ne kadar zor olduğunu arada söylüyor. Ben zaten mıç mıç ilişki sevmem iyice tahammülünüz bitiyor ii geceler mesajı, günaydın mesajı vs vs vs şeylere ama bence erkekler imana gelip itiraf edin bunu isteyen taraf kızlar değil sizsiniz. Yani ben kendimden pay biçeyim yapmıyorum diye çokça karşı taraftan papara yemiş bi insanım falan
6- Eğer yaptığınız şeyden mutsuzsanız sıklıkla ''Ya ben napıyorum? '' diyor ve çıkış yolları üretmeye çalışıyorsunuz, tabii o esnada instagramda sınıfın ineği olan çirkin kız kapı gibi kariyerini yapmış, kocasını yanına katmış karnında ki bebenin beybi şoğvırını yaparken elinde ki bebenin sünnetini hazırlıyor falan o esnada siz de muhtemelen kuyruğunu kovalayan bir köpek gibi hissedip, ulan keşke o son kopya yerine ders çalışaydım falan diyorsunuz.
7-Yeni kariyer planları falan olayına girdiyseniz ders çalışmak biraz sıkıcı gelebilir ama zamanla alışıyorsunuz. Yeni bir üniversite okumak mı yoksa bir zanaati meslek edinip kendi meslek sahibin olmak mı desen ? Sanırım zanaat sahibi olmayı yeğlerim. Bununla ilgili bir yazı da yazmak istiyorum. Otuz olunca zaten başkasının değil kendinizin yıldızı olmanız daha önemli olduğu için daha cesur kariyer kararları alabiliyorsunuz.
8- Iyyy ben iyi geceler mesajı çekemaaamm diye kendi kendinizi yerken ananız, bacınız, dananız size görücü usulü tipler falan bakmaya başlıyor, Şahsen annemden üç öğün evlilik ve faydaları isimli vaazları dinliyorum ki kendisi boşanmış bir insan ancak ne hikmetse evliliği çok yüceltiyor ah çocucğum evlenme de ben öldükten sonra halin nice olur gibilerinden Klasik Türk Korku Hikayeleri falan anlatıyor. Genelde bu hikayelerde ben bekar kaldığım için düşkün ve sokakta kalmış herkesin itip kaktığı bir tip oluyorum falan herkes bana asalak gözüyle sümük muamelesi yapıyor, evlenip çocuğum olsaymış bunların hiç biri olmazmış falan asfafafafaa
9- Kızlar bir gecede çökmüyor cildiniz falan ama bak sağlam bakıma başlayın derim temizliğinizi maskenizi neyin sakın atlatmayın çünkü bu yaştan sonra metabolizma ve biyolojik saat biraz daha aleyhe işliyor. Bakın kendinize azcık öyle rimelle falan yatmalar bitti finişşşş. Bazı dangalaklar çıkıp ıy şin şimdi çok kilo ılırsın sıkın akşam yimik yimi mitibolizmın durmuş falan diye dangoz dangoz şeyler söylüyor esefle kınıyorum bir şey olmuyor annem ama biraz yürüyüşte fena olmuyor yani kıpsss
10- Yani söyleyeceğiniz şey ne kadar aptalca olsa bile bi noktaya kadar dinliyorlar kendinizi yetkili bi abi gibi hissediyorsunuz tavsiye falan istiyorlar bir iki tabi fos çıkınca bu işin sonu posta koyuyorlar ama dedim ya çokta fifi diyip geçiyorsunuz. Son olarak yükselen burcunuz neyse onu yaşamaya başlıyorsunuz ben baya aslan oldum mesela. Burcunuzdan muzdarip ve yükselen burcunuzla aynı burca sahipseniz geçmiş olsun anacım.
11- Siz her ne kadar dipçik gibi fişşek gibi hissetseniz de bazen yaşlandığınızı ( büyüdüğünüzü) hisseder gibi oluyorsunuz o da şöyle oluyor benim için ; eskiden ünlü ve playboy olan ya da it girl olan biri böyle huzur evine kaldırıldığında ya da yanlız yaşadığı evinde kedileri tarafından cesedinin yenildiği zaman falan ya da Nuri Alço'nun gazoz müzüğünü ağzınızla yaptığınızda ortamda ki herkesin mal mal suratınıza baktığı o an var ya işte o an fenaa arkadaş ama onu şöyle bir iki dakika içinde atlattın mı da senden iyisi yok. Bodrum'da emeklilikte alacağın evi düşünmektesen şeyma subaşı burningman festivalinde hangi elbiseyi nasıl kombinlemiş ona dalıyorsun güzel kafalar yani jfjlfnlfnwlfw
Son olarak kabul et- kurtul mottosuyla her birşeylerin üstesinden geliyorsun ohhh bee diyorsun falann
Ha yukarıda ne anlatıyordum kleopatra havuzuuuğğ, hığ hığ sanarsın kütük New Jersey asdbaskjbjkfjf. Ben tam planımı yapmışken babamın kalp rahatsızlığı çaaat patlak verdi mi? Ne düğün dernek yaptım doğum günümü kutladım ne de seyahate çıkabildim. Ama uzun süredir ayrı olduğum babamla otuzuma girmek benim için ayrı bir hatıra oldu bunu da söylemeden geçemem güzel bir süprizdi. Babam iyi şimdi seneye yani otuzbir yaşıma girmeden bir gün önce beş temmuz'da gitmek istiyorum kleopatra havuzuna dur bakalım nasıl olacak ? Haaa bu arada o seneye nasıl girdiysen öyle devam eder bik bik diyorlar ya tırsmayın arkadaşlar yirmi dokuz yaşımı süper kutlamıştım ancak sene boyunca yine bitmeyen trajedi yapmışlar kafasıyla yaşadım wjfbwjfjwasdfsdfsdfs. Şimdilik eklemek istediğim yok bu listeye belki farklı bir mecraya girersem uzun uzun anlatırım zaten bu evreyi. Bilgisayarın şarjı bitiyor saat dört...
Okuduğunuz için teşekkür ederim :)
Uzun süreden beri aklımda olan bir konu hakkında biraz yazmak istedim aslında otuz yaşında olmak. Temmuz'un altısı itibariyle otuz yaşına girmiş bulunmaktayım, ne heycanlı dimi ?
Bu yazıyı uzun tutucam eteğimde ki taşları dökücem vallahi yayınlar mıyım bilmem ? Neyse... Öncelikle gelelim otuz yaşımın doğum günü kutlaması şeysine. Denizli'de bulunan Kleopatra havuzunda otuzuma girmek istedim. Herkesin korkmasının aksine otuz benim için yeni yolculukların başlangıcı oldu. Neden korkuyorlar ya da bu kadar ayıplıyorlar hiç bir fikrim yok, çevreme zaten hep yabani gözüyle bakmıştım bu da tuzu biberi oldu diyelim.
İnsan yaşamının evrelerine baktığımda gördüm ki on'lu yaşlarımızı hayata adapte olarak geçiriyoruz, hayatı tanıyoruz reşit oluyoruz falan, annemizin kınalı kuzusu, kankilerin kankisi ve öğretmenimizin ya azılı öğrencisi ya da pek iyi'li göz ağrısı oluyoruz. Yirmi'lere gelindiğinde öğrenim hayatı genelde ya bitiyor ya da yarılanıyor, ardından beğenmediğimiz ve muhtemelen gelecek on yıl boyunca sürümceme de kaldığımız bir işe giriyoruz, eşe- dosta- aileye maddi yardımda bulunuyoruz, düğünlerde takıyı biz alıyoruz geri dönsün diye... Yirmi beş yaş var bi de bunu özellikle anlatmak istedim. Yirmi beş yaşındaysanız Dünya'yı havaya kaldırmanız için kaldıraça bile gerek olmuyormuş gibi hissediyorsunuz. Aldığınız basit sorumlulukları yerine getirmiş olup büyük bir motivasyonla donanmış oluyorsunuz çünkü, yani işyerinizdeyseniz en iyi fotokopiyi siz çekiyor, okuldaysanız en kral münazarayı siz kazanıyorsunuz hatta daha ciddi bir çılgınlık yapıp kim bilir tek başına tatile çıkıyorsunuzdur ve yılların tabusu olan ayvalıkta ki yazlık çemberini kırıp bireyselleşiyorsunuzdur ! Hatta kim bilir belki yolunda giden bir ilişkiniz var ve önümüzde ki iki sene boyunca iş hayatınızı dolayısıyla maddiyatınızı rayına koyup evlenmek istiyorsunuz falan ? İşte bunca başarı ve motivasyonla yirmi beş yaşında her şeyi yapabileceğinize inanıyorsunuz tıpkı beş yaşında ki cesaretinizle... Bu devrede tabii acemi şansı çok işinize yarıyor onu da söyleyeyim. Ardından yirmilerin ikinci yarısı eğer bu bahsettiklerimi yapmadıysanız muhtemelen biraz rutin geçiyordur belki ailenize falan bakıyorsunuz ve hayat size çok sim'li olmayabilir? Öyle ya da böyle yirmi'leri bence başkaları için yaşıyoruz, tecrübe kazanıyoruz falan ama otuz'lar öyle mi ?
Otuz yaşına geldiğinizde başınıza neler geliyor biraz bundan bahsetmek istiyorum. Öncelikle içinize su serpicek ya da sizi rahatlatacak bir şey söyleyeyim. Otuzlar gıcır gıcır ve sizin. Öyle ya da böyle yediğiniz kazıklardan ders çıkarıp bir de üzerine maddi birikim yaptıysanız ohh sizden iyisi yok. Maddi birikiminiz yoksa da üzülmeyin kapı gibi tecrübeniz var, yaşanmışlıklarınız var arada ki açığı kısa zamanda doldurabilirsiniz :)
Kendimi biraz şanslı hissediyorum Dünya Sağlık Örgütü yeni ''Orta Yaş'' standardı için ''Elli'' diyor belki bu rakam daha da yukarı çekilmiştir kim bilir ? Saniyelerin birbiri ile yarıştığı şipşak bir çağdayız. Bendeeee Otuz olduktan sonra karşılaştığım, gözlemlediğim şeyleri maddelemek istiyorum. Öhöm...
1- İnsanlar öncelikle sizi ayıplayacaklarsa kesinlikle yaşınızdan başlıyorlar otuz yaşında olmuş ama hala yapamamış, hala bilememiş bik bik falan ya kardeşim insan her sene o yaşın acemisi ertesi yıl o yaşın kurnazı olur yani sen beni bi de otuzbir'de gör nasıl otuz yaşımı sıfır hata ile kapatıyorum falan diyesim geliyor dasfasfasfa.
2- Ortamda birini yermek istiyorlarsa falan öncelikle yaşından bahsediyorlar yani aaa otuz yaşında ama ı-ıh falan diye, genç bir arkadaş çevresine sahip olduğumdan ( Yirmilerin başı- ortası vs. ) benim yaşımı hatırlıyorlar ve ortalığı bir sessizlik kaplıyor bakışmaya başlıyoruz falan yani bu konu yüzünden çok geriliyorum anlatamam otuzum abi napym öliyim mi ?
3- Otuz yaşındaysanız artık kimseye çok eyvallahınız yokmuşcasına hissediyorsunuz zurnanın zırt dediği yer yani. Arkadaşlarınızdan kalacaklar, gidecekler gibi sörvayvırlarcasına listeler yapıyorsunuz, kesin üstünü çizdikleriniz oluyor, başkasına şirin gözükmek için ya da kendinizi kabul ettirmek için aptal-saptal abidik gubidik hareketler yapmıyorsunuz özellikle ilişkilerde hööfff yaaa ne kadar daha sahte olabilirim adam zaten gerçek yüzümü görecek diyip fondöten dahi sürmek istemiyorsunuz o kadar diyeyim yani sfkjbfwfwff
4- Özellikle ortamda ki en büyük sizseniz ve yaşınızın üzerinden size oynuyorlarsa sık sık '' Biz büyüklerimize böyle davranmazdık, bizim zamanımızda böyle değildi, '' vs. diye takılıyorsunuz ve onlar imana gelip yav he he sanki lale devrinde doğmuşsun sfsdfsdfsafa diyip kendi ön yargılarıyla çelişiyorlar ve konu bi dilemmaya dönüyor hahahha
5- Hala yanlızsanınz itiraf ediyorum biriyle olma fikri zorlaşıyor. Yani yeni bir arkadaşlığa başlayan arkadaşım var o bile ne kadar zor olduğunu arada söylüyor. Ben zaten mıç mıç ilişki sevmem iyice tahammülünüz bitiyor ii geceler mesajı, günaydın mesajı vs vs vs şeylere ama bence erkekler imana gelip itiraf edin bunu isteyen taraf kızlar değil sizsiniz. Yani ben kendimden pay biçeyim yapmıyorum diye çokça karşı taraftan papara yemiş bi insanım falan
6- Eğer yaptığınız şeyden mutsuzsanız sıklıkla ''Ya ben napıyorum? '' diyor ve çıkış yolları üretmeye çalışıyorsunuz, tabii o esnada instagramda sınıfın ineği olan çirkin kız kapı gibi kariyerini yapmış, kocasını yanına katmış karnında ki bebenin beybi şoğvırını yaparken elinde ki bebenin sünnetini hazırlıyor falan o esnada siz de muhtemelen kuyruğunu kovalayan bir köpek gibi hissedip, ulan keşke o son kopya yerine ders çalışaydım falan diyorsunuz.
7-Yeni kariyer planları falan olayına girdiyseniz ders çalışmak biraz sıkıcı gelebilir ama zamanla alışıyorsunuz. Yeni bir üniversite okumak mı yoksa bir zanaati meslek edinip kendi meslek sahibin olmak mı desen ? Sanırım zanaat sahibi olmayı yeğlerim. Bununla ilgili bir yazı da yazmak istiyorum. Otuz olunca zaten başkasının değil kendinizin yıldızı olmanız daha önemli olduğu için daha cesur kariyer kararları alabiliyorsunuz.
8- Iyyy ben iyi geceler mesajı çekemaaamm diye kendi kendinizi yerken ananız, bacınız, dananız size görücü usulü tipler falan bakmaya başlıyor, Şahsen annemden üç öğün evlilik ve faydaları isimli vaazları dinliyorum ki kendisi boşanmış bir insan ancak ne hikmetse evliliği çok yüceltiyor ah çocucğum evlenme de ben öldükten sonra halin nice olur gibilerinden Klasik Türk Korku Hikayeleri falan anlatıyor. Genelde bu hikayelerde ben bekar kaldığım için düşkün ve sokakta kalmış herkesin itip kaktığı bir tip oluyorum falan herkes bana asalak gözüyle sümük muamelesi yapıyor, evlenip çocuğum olsaymış bunların hiç biri olmazmış falan asfafafafaa
9- Kızlar bir gecede çökmüyor cildiniz falan ama bak sağlam bakıma başlayın derim temizliğinizi maskenizi neyin sakın atlatmayın çünkü bu yaştan sonra metabolizma ve biyolojik saat biraz daha aleyhe işliyor. Bakın kendinize azcık öyle rimelle falan yatmalar bitti finişşşş. Bazı dangalaklar çıkıp ıy şin şimdi çok kilo ılırsın sıkın akşam yimik yimi mitibolizmın durmuş falan diye dangoz dangoz şeyler söylüyor esefle kınıyorum bir şey olmuyor annem ama biraz yürüyüşte fena olmuyor yani kıpsss
10- Yani söyleyeceğiniz şey ne kadar aptalca olsa bile bi noktaya kadar dinliyorlar kendinizi yetkili bi abi gibi hissediyorsunuz tavsiye falan istiyorlar bir iki tabi fos çıkınca bu işin sonu posta koyuyorlar ama dedim ya çokta fifi diyip geçiyorsunuz. Son olarak yükselen burcunuz neyse onu yaşamaya başlıyorsunuz ben baya aslan oldum mesela. Burcunuzdan muzdarip ve yükselen burcunuzla aynı burca sahipseniz geçmiş olsun anacım.
11- Siz her ne kadar dipçik gibi fişşek gibi hissetseniz de bazen yaşlandığınızı ( büyüdüğünüzü) hisseder gibi oluyorsunuz o da şöyle oluyor benim için ; eskiden ünlü ve playboy olan ya da it girl olan biri böyle huzur evine kaldırıldığında ya da yanlız yaşadığı evinde kedileri tarafından cesedinin yenildiği zaman falan ya da Nuri Alço'nun gazoz müzüğünü ağzınızla yaptığınızda ortamda ki herkesin mal mal suratınıza baktığı o an var ya işte o an fenaa arkadaş ama onu şöyle bir iki dakika içinde atlattın mı da senden iyisi yok. Bodrum'da emeklilikte alacağın evi düşünmektesen şeyma subaşı burningman festivalinde hangi elbiseyi nasıl kombinlemiş ona dalıyorsun güzel kafalar yani jfjlfnlfnwlfw
Son olarak kabul et- kurtul mottosuyla her birşeylerin üstesinden geliyorsun ohhh bee diyorsun falann
Ha yukarıda ne anlatıyordum kleopatra havuzuuuğğ, hığ hığ sanarsın kütük New Jersey asdbaskjbjkfjf. Ben tam planımı yapmışken babamın kalp rahatsızlığı çaaat patlak verdi mi? Ne düğün dernek yaptım doğum günümü kutladım ne de seyahate çıkabildim. Ama uzun süredir ayrı olduğum babamla otuzuma girmek benim için ayrı bir hatıra oldu bunu da söylemeden geçemem güzel bir süprizdi. Babam iyi şimdi seneye yani otuzbir yaşıma girmeden bir gün önce beş temmuz'da gitmek istiyorum kleopatra havuzuna dur bakalım nasıl olacak ? Haaa bu arada o seneye nasıl girdiysen öyle devam eder bik bik diyorlar ya tırsmayın arkadaşlar yirmi dokuz yaşımı süper kutlamıştım ancak sene boyunca yine bitmeyen trajedi yapmışlar kafasıyla yaşadım wjfbwjfjwasdfsdfsdfs. Şimdilik eklemek istediğim yok bu listeye belki farklı bir mecraya girersem uzun uzun anlatırım zaten bu evreyi. Bilgisayarın şarjı bitiyor saat dört...
Okuduğunuz için teşekkür ederim :)
Yorumlar
Yorum Gönder