8 Günlük Şifa Orucu Ya Da Water-Fasting Ya Da Heilfasten Erfahrung
Daha önce ki yazılarımda ''Şifa Orucu''ndan uzun uzun bahsetmiştim. Önce ki yazılarımın linkini aşağıya bırakıyorum burada çok ince detaylarına kadar kendimce şifa orucunu yorumlamıştım. Şayet siz de başlamak / denemek istiyorsanız kesinlikle aşağıda ki linke göz atmanızı tavsiye ederim, sorularınız varsa da memnuniyetle cevaplayabilirim.
Tüm Şifa Orucu Yazılarım
Son günlerde gerek mental olarak gerekse sağlık olarak kendimi pek iyi hissetmemem sonucu tekrar bir şifa orucu tutmak istedim. İlk denemem olan 3 günden sonra aslında bu orucu tutarken Almanlar'ın ve Ruslar'ın günlük hayatına devam edebildiklerini okumuştum yabancı kaynaklardan ve buna istinaden bir 5 günde bu şekilde ikinci bir oruç deneyimim olmuştu. Onu yazamadım işin aslı ama şimdi ki yazımda bu konudan da bahsedeceğim.
Aslında gözüm 10 günlük oruçta fakat bu defa da anladım ki kademeli oruç tutmak ve bünyemin zayıflıklarıyla uyumlu şekilde orucu götürmek benim için daha makul olacak.
Şifa orucunun kabaca mantığı şu; vücut aç kalınca hasarlı hücreleri yiyor kendini temizlemeye alıyor ve daha sağlıklı oluyorsunuz. Ne kadar evde yemek yesek dahi şehirde ve günümüzde yaşamanın eksilerinden olan özellikle kanserojen maddeler kaçınılmaz oluyor bu sebeple belli aralıklarla bence en az 3 gün oruç tutmak çok mantıklı.
Ben ortalama sağlıkta bir bireyim yani şükür şeker, tansiyon gibi kronik rahatsızlıklarım yok ama sizin özel hassasiyetleriniz varsa elbette öncelikle bir doktora danışmakta fayda var. Ben şifa orucunun ilk 2 günü su dahi içmiyorum iyice hasarlı hücrelerimin yok edilmesi için fakat susayınca su içmenin de önemli olduğu kaynaklarda belirtiliyor susamadığım için ben içmiyorum tabi.
Üçüncü günden beşinci güne kadar benim için çok rahat geçiyor bazen hafif baş ağrım oldu ama öyle sarsıcı ve etkileyici şekilde değil. Zaten başta sağlık için bu orucu tuttuğunuza niyet edip mental olarak kendinizi hazırlıyorsunuz. Ben mesela yemek yemeyi çok sevmeme rağmen asla acıkmıyorum ya da canım yemek istemiyor çünkü o bilinçle ve niyetle başladığım için huzurla orucumu tutabiliyorum. En çokta kendime söz geçirebilme seviyem yükseldiği için çok hoşuma gidiyor malum çoğu kez gustolar ağır gelirde insanın kendine sözü geçmez.
Üçüncü günün sabahı kesinlikle su içiyorum oda ısısında tercihen 1 bardak kadar suyu küçük yudumlarla sindire sindire oturur vaziyette tüketiyorum ki iyice vücuduma nüfuz etsin. Bu süre zaafında evde olduğumdan çok rahat şekilde gündelik işlerimi yaptım herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Zaten vücut üçüncü günden sonra ketosis evresine girdiği için çok rahat enerjiniz oluyor.
On gün niyet etmeme rağmen sekizinci günde bırakmak zorunda kaldım. Tüm kaynaklarda yedi ve sekizinci günlerin ne kadar zor olduğunda bahsediyordu. Şöyle ki her ne kadar orucun rahat geçtiğini söylesem de geceleri açlıktan uyuyamıyordum ve özellikle basen bölgemde inanılmaz ağrılar oluyordu ben bunu vücudumun o bölgesinde depolanan yağların enerjiye çevrilmesi olarak yorumladım ki o bölgelerde ciddi incelme yaşadım. Sekizinci günde midemde şiddetli yanmalar meydana geldi ama kesinlikle beni uyutmayacak derece sıkıntılı durumlardı ve bir an panik olup; ''Acaba kalp krizi mi geçiriyorum ? '' diyerek orucumu aceleyle bozdum. Malum derler ya kalp krizi mideye vurur önce diye biraz panik oldum maalesef :)
Orucu açarken bir çok insan ritüel uygularmışcasına açıyor ama ben gecenin o yarısı bir tane dolapta bulduğum domates ile orucu açtım . Normalde uzun süredir bağırsaklardan bir şey geçmediği için bağırsak burkulması gibi rahatsızlıklar oluşabildiğinden olabildiğince yumuşak ve kolay çiğnenen şeyler olması lazım. Aynı zamanda yediğiniz şeyin tatlı da olmaması gerekiyor çünkü pankreasa zarar verir diye bir şey okumuştum ayrıca çok tuzlu da yerseniz karaciğere vuruyormuş. Domatesin kabuklarını normalde sindirim sistemi sindiremediği için kabuklarını soyup çekirdeklerini de çıkarmıştım.
Orucu bozduktan sonra iki haftaya kadar dikkatli beslenmek gerekiyor ama ben panik olmaya devam ettim tabi... Yani orucu açtıktan sonra herhangi bir mide yanması durumum olmadı ama bu sefer tuvalete çıkamadığım için bağırsaklarım için endişe ettim işin aslı. Sırf bu yüzden neler yapmadım ki ? Patates püresi yedim, zeytinyağı içtim ama nafile yaklaşık 2-3 gün hiç tuvalete çıkamadım ve o an çok pişman oldum. ''Ay bağırsaklarım kesin düğümlendi'' diye içimden geçirirken arkadaşlarla dışarıda buluştum ve çok uzun bir yürüyüş yaptım. O günün akşamı az da olsa tuvalete çıkabildim iki hafta dolmadan da tuvalet rutinime geri döndüm. Ama kesinlikle çok tatlı, çok tuzlu ve mekanik- paketli gıdalar yemedim.
Neden sonra bir yerde paketli gıda yemek yemek zorunda kalınca vücudumun bunu kabul etmediğini o bütün iğrenç yapay tatları hissedebildiğimi anlayınca yemeyi dahi bırakıp paketli gıdayı çöpe attım.
Çalışırken tutuğum beş günlük oruç ile evde tuttuğum sekiz günlük orucun farkı tek kelimeyle algı oldu. Çok ciddi bir mental tecrübe yaşadım... Zaten şifa orucu tutanlar biyo-kimyasal hastalıklardan kurtulmak için tuttuklarını söylüyorlar ama ben bu sefer keşfettim ki şifa orucunun zihinsel ve manevi algı yaratma durumu kesinlikle çok daha ağır basıyor.
Tekrar tutar mıyım ? Evet özellikle on gün tutmayı çok istiyorum ama kademe kademe bu işi yapabileceğimi de anladım yani sabretmem ve akışına bırakmam lazım. Şifa orucunu inceledikçe bir takım bilim adamlarının şifa orucu zamanında vücut hasarlı hücreleri öğüttükten sonra yeni hücreler için maksimum seviyede hücre bölünmesi yaşadığı için ömrü kısalttığını da savunduklarını öğrendim.
Bu noktada biraz aklım karışıyor ama tecrübe ettiğim süreç beni daha çok cezbediyor. Mesela şu çok ilginç ki kesinlikle yüzümde bir parlama bir berraklık oluyor cildim harika hissediyor ben oruç sürecinde yıkanmama rağmen ne bir pis kokmam oluyor ne de saçlarımın yağlılık hissi hatta tam tersi saçlarım sanki daha çabuk uzuyor gibi geldi bana. Hatta saçlarım boyalı olduğu için genelde kuru oluyordu ancak oruç zamanın çok tatlı bir yumuşaklık geldi saçlarıma.
Siz hiç bu deneyimi yaşadınız mı ? Hadi yazın konuşalım !
Okuduğunuz için teşekkür ederim...
Yorumlar
Yorum Gönder