Lokum İle Tanışın !

Dünyanın sahibiymişiz gibi hissetmek bana göre değil... Kaba olmak, kaynakları tüketmek, agresif davranmak, ''daha çok'' istemek, senin türünden olmayanları ''ötekileştirmek'' kesinlikle bana göre değil ve işin üzücü tarafı farkındalık hissim bana inanılmaz acı veriyor...

Oysa ki sevmek ne güzel şey, ama karşılıksız. En son ne zaman sevdiniz ? Körü körüne bağlandınız ? Mesela kafanızı kaldırıp gökyüzüne en son ne zaman baktınız ?

Gerek semavi kitaplarda gerek beşeri kitaplarda ''insan''dan başka canlılardan da bahsedilir. Taşın bile canı var derler, çiçeği koparmayın hisseder derler, karıncayı incitmeyin derler... Yani bizden başka o kadar çok canlı var ki onlarla beraber yaşayabilmek, saygı duyabilmek ne büyük nimet. Gel gör ki insanlarımız; çokça çalıştıkça, dünyevi hallere daldıkça ''hayvanlaşmaya'' başlayıp etraflarında ki canlılara zarar verir oldular. İstanbul'da sokak canlıları için kapı önlerine bırakılan su kapları dahi bazı ''Ruh hastaları''na dokunur oldu ne acı...

Ben işte böyle bir kaos ortamında ''Lokum'' ile tanıştım. Ağustos'un ikisi arkadaşlarla buluşmak için haberleştik bizimkiler rötar yapınca kız kardeşimle başladık beklemeye sonra belli belirsiz bir ''Miyuv'' sesi duyduk hemen sonra sesin camii avlusundan geldiğini fark ettik. Kolinin içinde 3 tane prenses bebek vardı. Tahminen iki ya da üç günlüklerdi. Önce lokumu aldık o kadar cazgır o kadar agresifti ki bırakıp kardeşlerinden birini aldık çok bağırmıştı nedense . Kardeşi ise çok sakindi avucumuzdan daha küçüktü karnı şişti. Kutudayken birbirlerine dolanıp yatmışlardı. Hemen sonra bi teyze çıkıp onların terk edildiğini bize söyledi. Lokum aralarında en çirkini ve en zayıfıydı hayatta kalma şansını düşük bulduğum için ben onu aldım diğer ikisini ise bizim Lokum'u aldığımızı gören bahçeli evi olan tatlı bir kız aldı.

O güne kadar ne yapmışım hiç bilmiyorum. Nasıl yaşamışım, nasıl mutlu olmuşum, nasıl gülmüşüm, nasıl bir çiçeği koklayıp huzur bulmuşum hiç bir fikrim yok :)

Tabi annemin kabullenmesi biraz zor oldu çünkü o dönem evde iki tane tavşan besliyorduk ve Lokum'un bakımı biraz zahmetliydi fakat Lokum bize gün be gün alıştı biz de ona alıştık ve ailemizin bir parçası oldu...



Gece gelip yanımda uyuyor, işten geleceğimi anlayınca kapıda beni karşılıyor, sabah uyanıncaya kadar tepemde beni bekleyip ben uyandıktan sonra benimle oynuyor. Dışardayken lokumu özlüyorum acaba ne yapıyor diyor ve kız kardeşime Lokum'un resmini atması için yalvarıyorum resmen :) O'nu görünce içimi huzur kaplıyor.

Herkes kendini kimi zaman çaresiz hisseder, o anlarda aklıma Lokum gelince diyorum ki '' İkinci bir hayat mümkün, ikinci bir şans var, mucizeler mümkün. '' Lokum kısacası benim hem umudum hem de mutluluğum oldu.

Şimdi Lokum bir yaşında onla geçen dolu dolu bir yıl ve lokumun o huysuz tavrını anlayıp onunla uyumu yakalamak paha biçilemez. Farkındalığımı arttırdığı için ona minnettarım.


Önümüz bahar  kedi doğumları çoğaldığı için öğrendiğim bilgileri paylaşmak istedim biraz bilgi alışverişi de yapmaya ihtiyacım var doğrusu :) Kedilerle ilgili bildiklerimi paylaşmak istiyorum bu nedenle Lokum ile olan macerama bir girizgah yapmak istedim sonraya ne yazarım Allah bilir :)


Okuduğunuz için teşekkür ederim :)

















Yorumlar

En Sevdiğiniz

Kızıl Saç'dan Kumral'a U Dönüşü Hikayem