aaadenizakgun

Victoria Secret's'ı sevmeyen var mı ? Bence yoktur. Hem bir giyim firması olması hem de sezona damga vuran showlar yapması sektörde ki diğer firmalardan onu ayrı bir yerde tutuyor. Ben daha sanatsal buluyorum mesela , daha estetik ama kesinlikle masum değil ! Her ne kadar Türkiye'ye geleli uzun zaman geçse de Amerika'da parça başı 2-5 $ olarak değişse de bizde maalesef tek bir parça 59 liradan falan başlıyor ve ben sırf bu yüzden alış veriş etmiyorum. Bunu bilen yakınlarım Amerika seyahatleri dönüşü çam sakızı çoban armağanı bir şeyler getiriyor. Hayır sizce de sinir bozucu değil mi ? Bizde wooow dedikleri x bir parçası orada gündelik bir parça olarak kullanılıyor ve çerez parasına alınıyor falan !? ... Victoria Secret's'ın iç giyim koleksiyonları kadar kozmetiklerini de başarılı buluyorum. Parfümlerini pek kalıcı bulamıyorum ama Victoria's Secret Body Lotion 'lar kesinlikle aklımı başımdan alıyor. Parfümleri bir kenara Victoria Secret...

Daha  önce ki yazılarımda ''Şifa Orucu''ndan uzun uzun bahsetmiştim. Önce ki yazılarımın linkini aşağıya bırakıyorum burada çok ince detaylarına kadar kendimce şifa orucunu yorumlamıştım. Şayet siz de başlamak / denemek istiyorsanız kesinlikle aşağıda ki linke göz atmanızı tavsiye ederim, sorularınız varsa da memnuniyetle cevaplayabilirim. Tüm Şifa Orucu Yazılarım Son günlerde gerek mental olarak gerekse sağlık olarak kendimi pek iyi hissetmemem sonucu tekrar bir şifa orucu tutmak istedim. İlk denemem olan 3 günden sonra aslında bu orucu tutarken Almanlar'ın ve Ruslar'ın günlük hayatına devam edebildiklerini okumuştum yabancı kaynaklardan ve buna istinaden bir 5 günde bu şekilde ikinci bir oruç deneyimim olmuştu. Onu yazamadım işin aslı ama şimdi ki yazımda bu konudan da bahsedeceğim. Aslında gözüm 10 günlük oruçta fakat bu defa da anladım ki kademeli oruç tutmak ve bünyemin zayıflıklarıyla uyumlu şekilde orucu götürmek  benim için daha makul olaca...

Kafamı nereye çevirsem hamburgerci. Hamburgerci, kahveci, hot-dog satanlar,lokmacılar falan. Çiğ köfte popülasyonundan sonra böyle daha avrupai yerlerin artması ( Lokmacılar hariç ) biraz değişik oldu bence. Popülasyon arttıkça rekabet de artıyor tabi, İstanbul pazarı öyle çekişmeli ki kırk yıllık çiğ köfteyi bile suşi kıvamında servis yapıp chop sticklerle yedirten bu piyasa amarikanın börgırına neler yapmazdı ? Uzun süredir piyasada olan ve yavaş yavaş şubeleşmeye, popülerleşmeye giden bir marka olan Burgerillas'dan bahsetmek istiyorum biraz. Aslına bakılırsa ilk günlerinden beri takip ediyor ve seviyorum genelde bu gibi mekanlarda atraksiyonlu burgerler denemeyi severim. Ancak tadını bildiğim için bir de klasiklerden deneyeyim diyerek cheese burger olan cheesy burger denemeye karar verdim. Burgerillas genel anlamda bir steakhouse olarak hizmet veriyor ancak burgerlerinin de ayrıca güzel olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Her zaman ki gibi internet...

Ah diyorum ki ne ah ! Bu çalışma hayatı bitirdi bizi yeminle. Nice hevesli gençlerin ciğeri soldu, nice üçüncü dalga kahve dükkanı açma hayali olanlar sekiz-beş çalışma saatlerine düzensiz mesailere kapılıp hayallerinde ki hayatlarına elveda dedi... Ben de tabi bu düzenin bir demirbaşı olarak blog'layamadım uzun süredir. Arkadaşlarla sık sık; ''Ya ailemizden çok birbirimizi görür olduk evde yabancı işte ev sahibi muamelesi görüyoruz'' diyerek kara mizah ile bu tempoyu dağıtıyoruz işte... Sonra da vay efendim dış sesler; '' Okul neden bitmedi ? '' derken, iç sesler de; '' Ya şimdi bu granola yerine sıcacık bi anne pooçası olsa fena mı olur ? '' sesleriyle çınlıyor derinden derinden. Gerçi hoş benim annem yemek yapmayı bilmez ama ben kendi kendime yapıyordum çat pat onun da oluru var yani. Sistemde ki ''Cheat'' i bulmaya yeminli starbucks ev poçası yapmış hemi de anne eli değmiş gibi ! Eskiden yokluk...

Şu fani dünyadan Baylan'da kup griye yemeden göçmek istemedim doğrusu. Hani listeler vardır ya ''Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey'' falan hep merak etmişimdir kime göre neye göre? Çocukluktan beri böyle listeleri gazetede dergide falan çok görmüşlüğüm var çünkü :) Neyse başlarda bana anlamsız gelen bu listeler yaş aldıkça daha anlam vermeye başladı. Öyle çok tutkulu bi listem yok yani aklımda bir kaç şey var o da özellikle İstanbul'da doğup, büyüdüğüm şehirde bazı şeyleri deneyimlemekten ibaret şimdilik. Listelere, kurallara, süreçlere fazla itimadım yok maalesef hala törpüleyemediğim bir yanım bağlılık noktasında sıkıntılarım var gibi gözüküyor. Ya bi de bu listeler bana çok endüstriyel, çok tüketmeci, çok dünyevi geliyor. Bense kendimi bildim bileli çoşkuyla hep daha çok, hep gözün görmediğine riayet etmişimdir. Ama Baylan meselesi ayrı. Baylanın hem İstanbul için hem de dünya gastronomi trendleri için bir mihenk taşı olduğu gerçek. Me...

Saç beyazladığında, moraller bozulduğunda, sevgiliden ayrılınca, yeni sevgili yapınca, yaz gelince, kış gelince saç rengimizi değiştiriyoruz. Ayda bir saç rengi değiştirdiğim oluyordu bir ara işte sarışın mı olsam kızıl mı olsam vay efendim bana patlıcan moru gider mi derkeeennn saçımda kırk bir renk yanmış saçlarımı toplamaya çalışırken kendimi buluyordum. O zaman böyle çıt çıt iki tıkla saç bakım ürünleri de bulunmuyordu. Hadi saçı yanmaktan kurtardın diyelim yıkadıktan sonra o tiftik tiftik saça şekil vermekte ayrı bir kanser sebebi oluyordu.  Ama artık öyle değil tabi kozmetiğin önlenemez yükselişi en sonunda saçımıza da el attı ve saçla ilgili bir çok sorun tarih oldu. Özellikle yukarıda bahsettiğim tıftiklenme, banyodan sonra zor taranma gibi sorunlara kökten çözüm olan bir üründen bahsetmek istiyorum. Loreal Elseve Mucizevi Yağ Saç Güzelleştirici Krem insanın imdadına yetişiyor resmen. Kızılın tonundan tonuna koşarken upuzun saçlarımı yıpranma sonucu bay...

Çocukların ve büyüklerin en birinci sevgilisi nedir? Makarna. Akarı kokarı yok, pratik ve tam bir binbir surat recai kendileri. Yani ay sonu gelir salçalısını yersin, maaş günü gelir kıymalısını yersin ee misafir gelir salatasını yapar ikram edersin klas bir yere gidelim iki neşemiz yerine gelsin dediğin anda da ramen ya da noodle olur kendileri. Kısacası her türlü gideri var. Bu kadar popüler bu kadar damardan girmesine rağmen esnaf lokantaları haricinde ev usulü dediğimiz tarzda yiyememek üzücü tabi. Gidersin İtalyan Lokantası'na tabağına 60-70 lira verirsin canın acır o ayrı. Eskiden tazesini elde açar öyle hazırlarlardı ama son dönemde gittim yerler maalesef hep paket hep hazır... Kadıköy sahilden meydana doğru yürüyüp yukarı çıkacakken tam ortada koskoca bir makarnacı var adı da Akveren Makarna. Ammman makarnacı da mı olurmuş, şimdi gitsem bir tabak kaç kuruş hem dışarda da makarna mı yenirmiş kafaları yaşayaraktan önünden trilyon defa geçmeme rağmen girmediğim bir ...

Bu kadar çok midye seviyorsam bi sorumlusu da annem. Onu yapma çocuğum, şunu yeme çocuğum diyee diyee manyak oldum yeminle. Okul önlerinde satılan o boklu midyelerden yiyyedim şimdi hiç böyle tırım tırım midyeci aramazdım. Gençlik cesareti diyorlar ya vallahi doğru. Yani öyle hijyenikmiş, fiyatmış falan hiç bişeyi gözün görmeden löp löp götürülüyordu bir şekilde hey gidi hey ne kadar midye sever olsam da asla yemem diyebileceğim bir portre oysa ki şimdi... Midyeci Ahmet neredeyse milli midyecimiz olmuş durumda ancak fabrikasyon ve popülasyon şeylerinin verdiği yetkiye dayanarak eskiye göre midyelerini hem etsiz buluyorum, hem pahalı buluyorum hem de küçük buluyorum. Bu da beni yeni arayışlara sürüklüyor doğal olarak. Uzun süredir namını duyduğum ancak deneyemediğim bir midyeci Gabuk Midye. Kendileri İzmir Usulü midye yapıyorlarmış ki işin aslı ne ayrımını sorduuumm ne bir fark gördüm. Gabuk midyeyi kendi içinde markalaşma çabasında olduğu için seviyorum. Yani kardeşim ta...